Lav taşlaşmaya, yeryüzü
donmaya, hayvanlar kaçmaya, yalnızlar daha bir ürpermeye başlar. Akşam
üstü sokakta keskin kömür, duman kokuları gelirken köpekler kediler
apartmanların dış kapılarına siner. Ayaz, sıkıyönetim getirir şehre. Dışarıda
çok fazla gezeni kırbaçlar, jiletler. Dışarıda kalanlara camdan bakanlar dua
eder. Dışarıdakilerin bundan haberi yoktur.
Dünyanın tükenmez enerjisi dualar bütün canlılara kapısını açar. Onları besler,
korur. Ölenler olur tabi ki… Ne yapalım?
Allah’ın takdiri. Biz işimize bakalım. Gri gökyüzü altında ne zaman keskin
duman kokusu gelse mutlu olurum. Üstünde mandalina kabuklarını attığımız,
üstünde kestane pişirdiğimiz, çay demlediğimiz , buram buram burnumda tüten
soba gelir aklıma. Tekrar orada olmak, o sobanın başında. İçi gümbür gümbür
yanarken camdan kar tanelerini saydığım günlerdi. Hiçbir şey daha başlamamıştı.
Televizyonda yaşlı adamların hiç anlamadığım konuda yavaş yavaş konuşması hiç
ilgimi çekmiyordu. Benim en büyük eğlencem kar tanelerini saymaktı. Kar
tanelerinin havada birbirleriyle yer savaşı yapmalarını izlemekti. Soba gümbür
gümbür yanıyordu. Yıllar geçti ben camın önündeyken. Binalar inşa edildi yollar
yapıldı. Manzara çok değişti. Çok araba geçti o yollardan. Sobanın gümbürdemesi
durdu. Elimin altında ılık metaller vardı. Ruhsuzlardı. Şimdi tanelerin
savaşını izlemiyorum. Savaş çok büyüdü. Artık televizyonlarda yaşlı adamların
neler söylediğini çok iyi anlıyorum. Anlamakla kalmayıp sinirleniyorum. O kadar
kızıyorum ki, yazı getiriyorum. Ateş basıyor. Ejderha olup üstlerine alev
saçmak istiyorum. Bununla yetinmeyip ‘’ Yahu bırakın şu güneşi. Gitmişse gitmiş.
Siz hala kızgmadınız mı? Bizim ateşimiz her şeyi yakmaya yeter!’’ diye bağırmak
istiyorum herkese. Ağaçların, güneşin
arkasından ağıtını duyuyorum. Güneşi evrene gömerken gözyaşlarını avucumda
topluyorum. Ne desem bilemiyorum. Dua etseydim, güneşi ikna eder miydi? Kendim
için değildi bu. Ben yazı sevmem. Kış sakinliktir, dinginliktir. Kurumuş, terk
edilmiş mezarlara kim vefa gösterir? Köpeklere kim su verir? Kuşlar susuzluktan
ölsün mü? Hadi biz dualarımızla en büyük destekçileriyiz onların. Bari yaz için
sızlamayalım. Zaten her şey çok sıcak, çok sıcak bilen bilir. Bilenler de 2
metrekarelik derin, serin bir kuyuya hasret yaşar. Kış neden gitsin ki?