Başımıza bir şeyler geldi. Geldiler geçtiler gözümüzün içine
bakarak pis pis sırıtıp kan ter içinde halay çekerek. Hepsinin acelesi vardı.
Hep acelemiz vardı. Birileri zamanın yakasından tutup onu kendisinin gerisine
atmış zamanı da köleleştirmiş biz de onun iz düşümünden dolayı peşinden kuru yaprak
misali havaya savrulduk durduk. Ne yapraktık ama havasından geçilmeyen. Kim
hızlandırıyor bu zamanı? Biz kendi kafamıza göre takılırken tahtaların önüne
sürdüler bizi. Bismillah durun yeni doğduk. Biz daha kim olduğumuzu
sorgulamadan EBOB EKOK’tan banane. Büyüdük ağzı açık şekilde. Daha ne olduğunu
anlamadan kaldırdık kollarımızı havaya hep aradılar bizi. Kağıtlar kağıtlar….
Heyyy! Heyyy!! Yok mu beni duyan?! Bir kadın vardı. Onu
derste hoca anlatmıştı. Her zaman muntazam yaşayıp her kurala uyup sessiz sakin
bir yaşam sürmüştü yaşlanana kadar. Sonra o yaşlı kadın silahı kafasına dayayıp
intihar etmişti. Arkasında bir not bırakmıştı. ‘’ Benim ölümüme sadece ben
karar veririm. ‘’
Geriye gidin ta geriye. Çok eskiye. Ben de gitmedim ama
hayal ediyorum hissediyorum yani ateşin başında otururken odunun çıtırdamasını.
Ne yapacaktık o karanlıkta? Düşünüp dururduk, sevişirdik falan. İşsizlikten
destan yazardık. O kadar uzun destanlar neden çıktı? E hep işsizlikten. Şimdi
kim destan yazar da masal uydurur hani o halkın içinde yoğrulan masallar yani.
Çocuk kitabını ölü dedem de yazar. Neyse. Kimse kırmızı başlıklı kıza ya da
Manas destanına burun kıvırmasın. Onlar özgür ve her ne kadar teokratik düzende
yaşamış olurlarsa olsunlar saatleri kendi kafalarına göre ayarlanların
işiydi. İşsizlikte para etmiyor ki. Bir
yarayı sarmıyor yani.
Ne demiş Eric Fromm? ‘’ İnsan isyan ettiği sürece ilerleme
kaydeder. ‘’ İlerleme ve medeniyet teknolojiyle sınırlıysa hepimiz kanseriz
mutantız demektir. Kesiniz efenim. Bana medeniyet ufkundan bahsetmeyin. Başımıza
ne gelirse sevgisizlikten. Biri de demez mi ‘’ Senin isyanın kime ****k?!’’
İsyanım tüm bu sistemin kusursuz yapısına. Bilinir ki burası bir program.
Santraç taşları neresini uygun görürse orada doğarız. Peki ne? Peki kim? Neden
huzur? Hey…