Uyku düzenimi oturtunca
daha düzenli, daha uyumlu, adeta sevgi sıçan biri olma umudum vardı
başlarda. Derse tam vaktinde gidiyordum. Yapılması gerekenleri
yapıyordum. Akşam geç olmadan uyuyup kalıyordum. Azılı ergen
gibi kulağımda death metalle uyumuyordum. Hatta hiç müzik
dinlemiyordum. İnstagram'a bakıp, sevgili kontrolleri yapıp, eşi
dostu stalklayıp uyuyordum. Ne gaybten beklentim vardı ne de böyle
insanlığı ileri taşıyacak hayallerim vardı. Hayal kurmuyordum. En büyük hayalim vizelerde yüksek not alıp finallerde rahat
etmemdi belki. Daha fazla kilo verip seneler önceki bedenime dönmek
olması gerekenlerdi. Gündüz insanı olarak arkadaşlarımla
genelde ikili ilişkiler hakkında konuşur. '' Haha! Ne mal
çocukmuş! Tam kezbanmış. Olmaz olsun!'' larla ilişki bağlarımı
sımsıkı örer, linç edilecek kişi bizi birbirimize daha çok
yakınlaştırırdı. Mekana gidince eğlence unsuru olarak tipsiz
bir karşıt cinsi yerden yere vurur bizim gibi moda otoritelerinin
gözünün görmemesi gereken yere itelerdik. Bizim sevgilimizin
aklını çelecek kızın götüne pıçaa saplayıverirdik. Kitap
okuyacak vaktimiz yoktu. Eskilerle idare ediyorduk. Edebiyat,
teknoloji, dünya entrikaları hakkında söz açtırmazdık. Biraz
AKP'ne giydirir, biraz yobazlara söverdik. '' Ya benim de kürt
arkadaşlarım var ama ülke bölünemez kardeşim özgürlük
falaaan!'' değişmez açımızdı. Biz gündüzleştikçe
ideallerimiz de gözle görülür hale geldi. '' Şuna bak kesinlikle
bunu benimkine aldırmalıyım. '' '' Şunun sevgilisi ne yapmış
gördün mü?'' diye uzayan giden muhabbetler çok güzel bir eve
acayip lüks dekorasyonlara varıyordu. Bir ayın sonunda yine ikili
ilişkilerden bahsedip konu bakıma gelmişken aslında ayak
parmaklarımız için çok güzel şeyler düşünüyorum, kirpik
aralarımız için bir peeling varmış. Elma çekirdeğini ezip
kulak arkalarımıza sürmeliyiz nidalarının arasında '' Ya
aslında böyle değil '' diye kendi kendime şişip şişip kabarıp
kabarıp sönüyordum. Birden aklıma çocukken sıkıcı öğlenler
geldi. Ne sıkcı öğlenlerdi onlar. TV'da Türk sinemasının
olduğu. '' Ben bir lavaboya gideyim. '' dedim ve klozetin karanlık
serin boşluğundan korkan popom aklımı yukarı fırlattı. Tekrar
oturduğumda sırf beni deli etmek için söylenmiş söz gibi '' Biliyor
musun? Makyaj fırçamı bebek yağıyla yıkıyorum. Teyzem de öyle
yapıyormuş. '' sözünden sonra '' Ben gidiyorum. '' dedim. '' Aa!
Nereye? '' '' Uyumaya. ''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder