Uçurtma Avcısı'nı
okuyanlar Khaled Hosseini'nin hayatıyla ilgili büyük ölçüde
benzeşen ögeleri görecektir. Afgan kültüründe ve sosyal
yaşamındaki çelişki ve çarpıklıklarına acımasızca
yaklaştığı açık ama Bin Muhteşem Güneş'te de görüldüğü
gibi Amerika'nın propagandasını yapmaktadır. Örneğin: Rusya
yıkım getirirken Amerika kaçış yeridir ve sanki terör
olaylarıyla alakası yoktur. Belki kendisi Amerika'da doktorluk
mesleğini yaptığı için oraya eleştiride bulunamamıştır ve
hıncını bunları hak eden Afgan halkından çıkarmaya
çalışmıştır. Yaptığı bu ikili yaklaşım göze batan şekilde
ve bu kitap sekiz milyon satmıştır. Kurgudur, romandır vs. Fakat
bu da algı yönlendirmesidir.
Her iki kitapta aynı
yaklaşımlarda bulunması tıpkı dünyaca ünlü vasat yıldızların
yapması gereken görevlerden birine benziyor. Reklam, yönlendirme,
istenilen mesajı verme vs...
Sürükleyicilik yıkımdan
beslenmiş. Yoğun çarpıcılık kitabı boğmuş ve okunamaz
hale getirmiş. Eleştirdiği Afgan halkından farkını göremedim.
Bu da Ermeni soykırımını kabul ettiği için Nobel ile
ödüllendirilen Orhan Pamuk'a benzemiyor mu? Zaten bu kitap da
Penguin/Orange Readers grup ödülünü almış. Sinema için
biçilmiş kaftan. Ağlamak isteyenler için ideal. Tescillenen
eserlere şüphe ile bakmalıyız ve kesinlikle populerizm kaygımız
olmamalı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder