Ne söylesek boş. Ne
yapsak. Hikaye yazsak boş. İzlesek de. Oynasak da boş ölsek de.
Yaşayamıyoruz da. Kendi çapında ünlü bir kadın elinin resmini
çekip sosyal medyada yayınlıyor ve onlarca insan elinin ne kadar
çirkin olduğunu ifade ediyor yorumlarda. İşte bu kadar boş.
Engelli doğulur belki. Kaza sonucu da olunur. Ama öğrenilmiş
engeliliğe ne yapsak boş. Uzay boşluğu deriz. Göremediğimiz
alanlara boş deriz. Ne kadar boş olduğu şüpheli ama terk edilmiş
ve asla geri dönülmeyen yerler ve olgular asıl boşluğu
oluşturur. Ne insan vardır ne cin. Ne şeytan ne ruh. Rüyalara
bile girmez o yer o insan. Kıyamet bile kopmaya gerek duymaz.
Cennet, cehennem bile yaratılmaz. Tepkiye söyleyecek bir şeyi
yoktur o etkisizin. O kadar boştur. Karanlık ve kölelik çağıdır
bu. Anlat anlat bitmez. Geçmişin salakları geleceğin fıkrası
olup kitapların arasında ifadesiz bakacak yüzlere. Geleceğin
mitolojisini yazanlar büyük kazık yemiş olanlar olacaktır. İşte
böyle bir boşlukta biraz doluluk oranına sahip olan delilik
sınırına yaklaşıp kendi seçimiyle ölmeden doğal yolla
burasını terk edene yalnız kahraman denir. Kahramanlarsa hep bu
zamana kadar kitleleler için mücadele etmişse de aslında kendi
vicdanıyla büyük savaşlar vermiştir. Kendi vicdanını susturmak
ve ikna etmek için yüksek sesle bağırmıştır. Bir sürüye ''
Yurttaşlarım... '' demiştir. '' Zekidir... '' '' Çalışkandır...
'' demiştir. Çünkü saydam ve zarı ince olan vicdan bir sürüye
bile acıyabilir. Ezileceğini bile bile. Kimse kimseyi kurtarmaya
gelmemiştir bu terk edilmiş yere. Herkes kendini kurtarmaya
gelmiştir. Öyle de gitmiştir. Gerçekler yıldızların gerisinde
kalan karanlık, dünya savaşından önce yaşanan bunalımmışçasına
sonuca odaklı yaşar ve ilk parlayanın üzerine konar. Bilinen ve
bilinmeyenle her bir nörondan ter akıtır. Bu bile harekete
geçmiyorsa sinir sistemini zorlar. Belki sonsuza dek. Belki rahmete
uğrar. Tek bir sinir hücresi yapamayan terk edilmişler bir eli
beğenmiyorsa sabahtan akşama kadar maruz kaldığı parmak
darbelerini hissetmiyorsa, bunu okuyan engelli birinin, evden
çıkamayan özel gereksinimli birinin ne kadar etkileneceğini tabi
ki tahmin edemez. Liderleri harcayan, insanlardan umudu olanları
utandıran bu çok acil işleri olan büyük insanlar, sürekli büyük
işler yaptığı telefonlarından ayrılmayıp, çok önemli
bilgiler paylaştığı sosyal medya hesaplarında hastanenin
ortasına eden kadını paylaşıp espri malzemesi yaptı.Kadının
dolaşım sisteminin hastalıklı olup olmadığını düşünemedi.
Akli dengesinin yeterli olup olmadığını tahmin edemedi.
Akrabalarının, çoluğunun çocuğunun olup olmadığını
bilemedi. Elektirikler gitmedi. Uydular çökmedi. Göktaşı
tepemize inmedi. Kadın sıçtı. İnsanlar güldü. Gece oldu. Uykum
geldi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder