Cuma, Mayıs 02, 2014

Senin İsyanın Kime?



Başımıza bir şeyler geldi. Geldiler geçtiler gözümüzün içine bakarak pis pis sırıtıp kan ter içinde halay çekerek. Hepsinin acelesi vardı. Hep acelemiz vardı. Birileri zamanın yakasından tutup onu kendisinin gerisine atmış zamanı da köleleştirmiş biz de onun iz düşümünden dolayı peşinden kuru yaprak misali havaya savrulduk durduk. Ne yapraktık ama havasından geçilmeyen. Kim hızlandırıyor bu zamanı? Biz kendi kafamıza göre takılırken tahtaların önüne sürdüler bizi. Bismillah durun yeni doğduk. Biz daha kim olduğumuzu sorgulamadan EBOB EKOK’tan banane. Büyüdük ağzı açık şekilde. Daha ne olduğunu anlamadan kaldırdık kollarımızı havaya hep aradılar bizi. Kağıtlar kağıtlar….

Heyyy! Heyyy!! Yok mu beni duyan?! Bir kadın vardı. Onu derste hoca anlatmıştı. Her zaman muntazam yaşayıp her kurala uyup sessiz sakin bir yaşam sürmüştü yaşlanana kadar. Sonra o yaşlı kadın silahı kafasına dayayıp intihar etmişti. Arkasında bir not bırakmıştı. ‘’ Benim ölümüme sadece ben karar veririm. ‘’

Geriye gidin ta geriye. Çok eskiye. Ben de gitmedim ama hayal ediyorum hissediyorum yani ateşin başında otururken odunun çıtırdamasını. Ne yapacaktık o karanlıkta? Düşünüp dururduk, sevişirdik falan. İşsizlikten destan yazardık. O kadar uzun destanlar neden çıktı? E hep işsizlikten. Şimdi kim destan yazar da masal uydurur hani o halkın içinde yoğrulan masallar yani. Çocuk kitabını ölü dedem de yazar. Neyse. Kimse kırmızı başlıklı kıza ya da Manas destanına burun kıvırmasın. Onlar özgür ve her ne kadar teokratik düzende yaşamış olurlarsa olsunlar saatleri kendi kafalarına göre ayarlanların işiydi.  İşsizlikte para etmiyor ki. Bir yarayı sarmıyor yani.



Ne demiş Eric Fromm? ‘’ İnsan isyan ettiği sürece ilerleme kaydeder. ‘’ İlerleme ve medeniyet teknolojiyle sınırlıysa hepimiz kanseriz mutantız demektir. Kesiniz efenim. Bana medeniyet ufkundan bahsetmeyin. Başımıza ne gelirse sevgisizlikten. Biri de demez mi ‘’ Senin isyanın kime ****k?!’’ İsyanım tüm bu sistemin kusursuz yapısına. Bilinir ki burası bir program. Santraç taşları neresini uygun görürse orada doğarız. Peki ne? Peki kim? Neden huzur? Hey…