Perşembe, Mart 12, 2015

Şunun Şurasında

Sıkılıyorum. '' Vallaha Tıhanıyorum. '' Neresinden tutsak elimizde kalacak bir konu. EVLİLİK. Evlenmek, hani şu iki insanın birbirini seven de olur, aynı evde yaşaması. Beraber yaşlanma başarısını göstermesi. Bu kadar. Bunda abartılacak ne var? Çocuğuna hayatı boyunca pek fazla güvenmemiş türk ailesinin anlayışı abartıya ihtiyaç duyar. Çocuğu koruyup kollamayı fazla abartmışlardır çünkü. '' Biz bu yaşa kadar çocuğumuzu yetiştirdik. Tabii ki de en güzel, en başarılı, en düzgün ailesi olan biriyle evlenmesi gerek evladımızın. Düğünü çok güzel olmalı. Herkes gıpta etmeli. Dost var düşman var bıdıbıdıbıdıbıdı.... '' Kendilerinden koruyamadığı çocuğu aşırı temizlik kaygısından alerji olmuştur ya da psikolojik problemlere sürüklenmiştir. Ve onlara düşünme ya da hareket fırsatı vermemişlerdir. Bu yüzden de evlenecek sudan çıkmış balık evlat hayat hakkında pek deneyime sahip olmayıp evlenince de kullanma klavuzu olarak yine ailesini kullanacaktır. Hatta torunlar bile kendi ailesi ve dedeleri tarafından ikileme düşürülecektir. Bu kaostur yahu? Bunlara ne gerek var? Bu anneye babaya ya da geleneklere saygısızlık değil ki. Böyle gelenek olur mu? Cennet sadece annelerin ayaklarının altında da değil. En eğitilmiş ebeveynlerden, en cahil ailelere kadar böyle. Zincirleme kazalar. '' Eğer bir çocuk kar yağarken dışarı çıkmak istiyorsa çıkma demeyeceksin çünkü çıkmaması gerektiğini kendisi anlamalı. '' dediğimde '' Ayy öyle deme çocuğun olunca anlarsın. '' diye verilen tepkiler vicdan derinliğimi gerçekten ölçmüş olmalı. '' Bir çocuk sandalyeye çıkmaya çalışıyor ve arkadaşı onu kaldırıp sandalyeye oturtuyor. Babası da arkadaşına diyor ki: Sen ondan ne çaldığını biliyor musun? '' İşte çocuk yetiştirmek bundan ibaret. Düşebilir, ağlayabilir, çok acayip tercihleri olabilir yani biraz kendi başına bırakın şu çocukları. Dengeyi gözeterek tabi. Doğruyu gösterin ve düşünme fırsatı verin. Onun yerine düşünmeyin ya da ödevlerini sırtlanmayın. O zaman da kiminle evleneceğini o kadar düşünmezsiniz. Çok abartılı seramonilere ihtiyaç duymazsınız. Bir kere o düğünlerde kimse eğlenmiyor ki herkes yakınlığını samimiyetini belli etmek için orada bulunuyor. O kadar insan onuruna sığmayacak şeyler var ki mesela takı takılırken kamera kimin ne taktığını kaydediyor ya da o benim oğlumun düğününe gelmedi ben de onun düğününe gitmem diye birbirlerine '' diss atan '' üçüncü dünya ülkesi zihniyetlerine bir şey beğendirilmiyor.
Sevgi az tüketim çok. Gelenek çok saygı yok. Bir kere de bu zincir kırılmıyor. Sonuç da kabak gibi ortada. 

Hiç yorum yok: